Maalesef aramanızla eşleşen bir sonuç bulamadık.
Dergi
Sayı: 21

Medeniyet

Elinizdeki dergide Osmanlı modernleşmesinin ele alınacağı perspektif, Muhafazakâr Düşünce başlığından az-çok anlaşılabilir. Bu tür bir entelektüel dergiden bir tarih dergisinden olduğu gibi Osmanlı modernleşmesinin maddî boyutunun dökümünü çıkarma, tasvir girişiminin beklenemeyeceği doğaldır. Daha ziyade Osmanlı modernleşmesinin sosyal ve zihnî dinamikleri ve başarı ve başarısızlıklarıyla bir bütün olarak değerlendirilmesinde gelişen perspektifleri yansıtmayı hedef aldık. Yani gaye, deskriptif olmaktan çok analitik bir perspektiften Osmanlı modernleşme tecrübesinin yeniden değerlendirilmesi sürecine katkıda bulunmaktır. Osmanlı modernleşme değerlendirmelerini etkileyen en önemli gelişmelerden biri, bir ulus-devletinin inşası için elzem sayılan resmî “kopuş” söyleminin yerini “süreklilik” perspektifinin alması. Açıktır ki Osmanlı modernleşmesinin değerlendirmesi, tamamıyla tarihe mal olmuş bir dönemin değil, izleyen Türk modernleşmesinin analizi için de hayatî bir sürecin değerlendirilmesi anlamına geliyor. Enver Ziya Karal’ın açtığı çığırda ilerleyen Kemal H. Karpat, Şerif Mardin, İlber Ortaylı, Selim Deringil, M. Şükrü Hanioğlu, Orhan Koloğlu gibi araştırmacıların çalışmaları, Türk modernleşmesinin, özellikle Sultan Abdülhamid dönemi Osmanlı modernleşmesinde temellendiğini ortaya koydu. Yakınlarda içiçe geçen Osmanlı’nın 700. ve Türkiye’nin 75. yıl kutlamalarında, özellikle kökü imparatorluğa uzanan çeşitli
kurumların yıldönümü kutlamaları, tarihî sürekliliği vurguladı. Emniyet, İETT, Tekel, MİT, Ankara SBF, Darülaceze gibi köklü kurumların 160. vs. yıllarını kutlamaları İmparatorluktan Cumhuriyete uzanan bir kurumsal sürekliliğin canlı kanıtını oluşturuyordu. Bu, Osmanlı tecrübesi anlaşılmaksızın Türk modernleşmesinin de anlaşılamayacağını gösteriyordu. Bu süreklilik perspektifinin sayımıza katkıda bulunan tüm yazarlar tarafından paylaşıldığını söylemek mümkün. Muhafazakâr Düşünce’nin bu sayisinda yazıları altı bölüm/başlık altında topladık.
Osmanlı modernleşmesinin kökleri Genç Osman’a kadar uzansa da imparatorluktan ulus-devletine doğru modernleşme, Abdülhamid döneminde yoğunlaşıyor. Konunun, dönemin önde gelen uzmanlarından Engin Deniz Akarlı’nın İngilizceden çevrilen bir makalesi, Abdülhamid dönemi modernleşme sürecinin panoramik bir değerlendirmesini sunuyor. XIX. asırda Batının darbesine maruz kalan belli başlı tüm Doğulu imparatorluklar benzer bir modernleşme sürecinden geçti. Dolayısıyla Japonya, Çin, Rusya ve ayrıca Mısır gibi Müslüman ülkelerle mukayeseli araştırmalar,  Osmanlı modernleşme sürecinin değerlendirilmesinde hayatî önem taşıyor. Osmanlı modernleşmesi hakkında Japon ve Rus ile olsa da Çin modernleşmesi ile mukayeseli çalışmalar bildiğim kadarıyla pek yok. Bedri Gencer’in (yani bu satırların yazan fakirin) bu başlık altında yer alan, XIX. asırda Mehmed Ali isimli bir otokrat sayesinde modernleşmede Osmanlıya takaddüm ettiği kabul edilen Mısır ile Osmanlı aydınlarının
modernleştirme vizyonuna vücut veren Batı medeniyeti tasavvurlarınıkarşılaştırdığı yazısı, mukayeseli bir oksidentalizm incelemesi olarak okunabilir. Keziban Acar, yazısıyla Osmanlı ve Rus modernleşmeleri hakkında sayıları çok da fazla olmayan mukayeseli incelemelere katkıda bulunuyor. Renée Worringer’in doktora tezinden çıkardığı, Batıya alternatif bir “oksidental” güç olarak Doğulu aydınlara ilham veren Japonya’nın Abdülhamid ve Genç Türk dönemi modernleşme vizyonları üzerindeki etkisini incelediği yazısı, İngilizceden çevrildi. Bu bölümde yer alan Hakkı Büyükbaş’ın “Batı-Dışı Modernleşme: Japon Modernleşmesi ve Uluslararası İlişkiler Bağlamı” başlıklı yazısı, doğrudan Osmanlı ile Japon modernleşmelerini karşılaştırmaktan ziyade Japonya’nın Meiji dönemi (1868-1912) modernleşmeyle küresel bir güç olarak zuhurunun Osmanlı İmparatorluğu gibi uluslararası aktörlerle ilişkisini nasıl etkilediği meselesine odaklanıyor. Ömer Turan’ın ““Hasta Adam” Metaforunu Aşmak: Osmanlı Modernleşmesi  ve Devlet Kapasitesi” başlıklı yazısı, doğrudan modernleşme teması bakımından sayının en önemli incelemelerinden birini oluşturuyor. Son yıllarda Şerif Mardin’in açtığı ilerleyen Ariel Salzmann gibi araştırmacıların mukayeseli tarihî siyaset sosyolojisi perspektifinden yaptıkları değerlendirmeler, Osmanlı incelemelerine yepyeni bir boyut getirdi. Osmanlı, bu alanda yeni bir çığır açan Michael Mann’ın devlet iktidarını despotik güç ve altyapısal güç üzerinden tanımladığı yaklaşımının testi için gayet verimli bir örnek oluşturuyor. Turan da yazısında Micheal Mann’ın perspektifinden yararlanarak Osmanlı modernleşmesinin anlaşılmasında iç dinamiklerle dış dinamiklerin nasıl dengelenebileceği sorusuna cevap arıyor. “Modernleşmenin Yönleri” başlıklı bölümde Mustafa Gündüz ve H. Aliyar Demirci’nin eğitim ve dil alanlarında Osmanlı modernleşmesinin sonuçlarını inceledikleri
vaka incelemeleri yer alıyor. “Düşünce Tarihi” bölümünde yer alan yazısında Ş. Tufan Buzpınar, “Celal Nuri’nin Batılılaşma ve İslam Anlayışları Üzerine Notlar” sunuyor. Son olarak “Ulus-Devletine Doğru” başlıklı bölümde yer alan çeviri yazısında Erik-Jan Zürcher, II. Abdülhamid’i izleyen yeni nesil modernleştirmeciler olarak Türkiye’nin modernleşme tarihinde hayatî bir yer işgal eden Genç Türkler’in sosyal, coğrafik ve etnik arka planlarına iniyor. Onları, Kafkaslar ve Balkanlar gibi Osmanlı hudut boylarının çocukları olarak nitelendiren yazar, Türkiye Cumhuriyeti’nin doğuşu, çevrenin/kenarın merkezi belirlemesine ilginç bir örnek olarak gösteriyor. II. Meşrutiyet’in 100. yılında Osmanlı modernleşme tecrübesi hakkındaki bilimsel ilginin ulaştığı düzeyi az-çok okuyanlara yansıtacak bir sayı hazırlayabildiğimizi umuyoruz. Dergimiz gelecek sayısında Cumhuriyet Modernleşmesi ile modernleşme serüvenimizin ikinci durağını dosya sayısı yapacağız.
İyi okumalar!
Bedri GENCER

Daha Fazla Göster

Muhafazakâr Düşünce Dergisi, Tübitak-ULAKBİM tarafından dizinlenmektedir.

BİZİ TAKİP EDİN

MOBİL UYGULAMALARIMIZI İNDİRİN

Tanıtım Filmimiz

VİDEOLAR

ETKİNLİKLER

Şehadetinin 100. Yılında Said ...

Türkiye’nin yakın tarihini şekillendiren siyasi ve entelektüel şahsiyetler içerisinde Said Halim Paşa önemli ve özel ...

Detaylar
İman, Duruş ve Diriliş - Sezai...

Şair ve yazar olarak tanımlanan Sezai Karakoç 22 Ocak 1933 yılında Ergani ilçesi Diyarbakır doğumludur. Babası Yasin Bey olup 1. Dü...

Detaylar
Vefatının 40. Yılında Erol Gün...

Prof. Dr. Erol Güngör, Türk düşünce hayatının yirminci yüzyıldaki en etkili isimlerinden biridir. Bir akademisyen, ...

Detaylar