Maalesef aramanızla eşleşen bir sonuç bulamadık.
Dergi
Sayı: 31

Medeniyetin Temel Kurumu: Aile

Muhafazakâr Düşünce’den…“Aile beşerî toplumun ve yönetimin nihaî temeli, özgür bir toplumun hakikî dayanağı olan toplumsal bir kurumdur.” Tarihsel bir sürekliliği olan aile günümüze kadar toplum içinde çeşitli görevler yüklenmiş en önemli toplumsal kurumdur. Aile kurumunun biyolojik, psiko-
lojik, ekonomik, sosyolojik, dini ve eğitimsel işlevinin yanında değerlerin gelecek kuşaklara aktarılmasını sağlayan işlevleri de mevcuttur. Son on yıllarda mo-
dernizmin atomize bireyinin meydan okumalarına maruz kalan aile hala bireyin eksikliklerini telafi ettiği maddi ve manevî ihtiyaçlarını meşru bir şekilde karşıladığı, saygı, sevgi ve bağlılık hislerini geliştirdiği sağlıklı bir toplumun en temel kurumudur. Toplumun temel kurumu olan aile aynı zamanda diğer sosyal kurumlar için de bir modeli ifade eder. Birey toplumsal eğitimin en eski ve en başarılı okulu olan ailede kimlik kazanır. Bu kimlik ile birey toplumda sosyalleşir ve ailede edindiği değerler ile topluma katılır. Aile toplumsal hafızanın bireye aktarılmasını sağlayarak medeniyetin de taşıyıcısı olur.Aile konusunda Batı’da ciddi anlamda araştırmalar yapılırken ülkemizde bukonuda fazla çalışmanın olmaması Aile özel dosya sayımızın bir süre ertelenmesine de neden olmuştur. Özellikle sosyoloji bölümlerinde aile konusunda çok ciddi araştırmalarının olmaması eleştiri konusu yapılmalıdır. Bu konudaki akademik çalışmaların yetersizliği aynı zamanda diğer sosyal bilimlerin bu alanda yönelmesini de engelleyen bir faktör olarak belirmiştir. Buna rağmen Muhafazakâr Düşünce Dergisi bu alandaki tartışmalara ve çalışmalara katkı sağlamak amacıyla bu sayısında geleneğin taşıyıcısı ve medeniyetin temel kurumu olan “aile”yi tüm boyutları ile incelemiş ve literatüre katkı yapacak önemli makaleleri okuyucunun beğenisine sunmuştur. Bu sayımızda Mahmut Akın “Türkiye’de Muhafazakârlığın Direnme Kurumu Olarak Aile” adlı makalesinde ailenin neden toplumun düzenini sağlayan en önemli kurum olduğuna cevap aramakla başlayıp “çocuk kimindir?” sorusu ile çocuğun geleceğini belirleme konusunda aile ile devlet arasındaki gerilimi ortaya koymaktadır. Özellikle ulus devletin çocuğu ailesinden ayrı olarak kodlama isteği bu gerilimin ana nedeni olmaya devam etmektedir. Nitekim modernleşme sürecimiz ile birlikte Batı’daki kadar sert olmasa bile Türkiye’de de devlet ve aile karşı çocuğun alacağı eğitim konusunda yakın dönemde karşıya gelmiştir. F. Beylü Dikeçligil’in “Aileye Dair Kabullerin Ezber Bozumu” makalesi, bize aile konusundaki varsayımları tekrar sorgulatmaktadır. “Birer sosyolojik ‘genel kavram’ olan çekirdek ve geniş aile ideolojilerin veya dünya görüşlerinin çekişme nesnesi olmaktan nasıl kurtulabilir?” gibi çarpıcı soruların çözümüne ancak bütüncü paradigma ile ulaşılabileceğini dile getiren Dikeçligil’e göre birbiri içine yuvarlanmış olan olguların bilimsel bilgisine dikotomatik mantık ve neden sonuç zinciri ile ulaşmak mümkün değildir. Gamze Akşan tarafından tercüme edilen Frank F. Furstanberg ve Sarah Kaplan’ın “Sosyal Sermaye ve Aile” makalesi ise aile, komşuluk, din gibi başat sosyal kurumların zayıflamasına dikkati çekmekte bunun da sosyal çözülme tehlikesini neden olacağı konusunda uyarılarda bulunmaktadır. Özelikle aile içindeki bağların zayıflaması ebeveynlerin toplumsal kurumlar ile daha az ilişki içinde bulunması yani aile temelli sosyal sermayenin günümüz çocukları için daha az kullanışlı hale gelmesi yazarların üzerinde durduğu temel sorunsaldır. Tercümesi Zehni Özmen tarafından yapılan Eugene Litwak’ın “Mesleki Hareketlilik ve Geniş Aile Birliği” makalesi iseTalcott Parsons tarafından ileri sürülen sanayileşmiş modern demokratik toplum ile geniş aile yapısının ilişkileri arasında temel uyumsuzluk tezini ele almış ve mesleki hareketlilik olgusu ile geniş aile ilişkileri arasındaki bağlantılar ampirik bir çalışma verileri çerçevesinde ortaya koymayı amaçlamıştır.Berivan Vargün ve Üzeyir Tekin’in ülkemizin önemli sorunlarından birisi olan töre ve namus cinayetleri üzerine hazırladıkları “Aile Kurumu Çerçevesinde Töre ve Namus Cinayetleri makalelerinde “aile kurumu” esasında ülkemizde bir şiddet türü olarak işlenen cinayetler incelenmiştir. Bu vakalara yönelik bakış açıların neler olduğu ve hangi sosyal dinamiklerin bu şiddet türünü tetiklediğini inceleyen çalışmaları ile akademiye yapmış oldukları katkı dikkat çekicidir. Abdurrahman Kurt “Osmanlı Aile Yapısı” makalesi ile Osmanlı dönemi ailesini inceleyerek akraba ilişkilerinin yoğunluğu taaddüd-i zevat, evlatlık, köle, cariyelerin varlığı açısından geniş aile olmakla birlikte aynı çatı altında bulunan aile üyelerinin azlığı açısından Osmanlı ailesinin küçük hatta çekirdek aile olduğu iddiasında bulunmaktadır.Edebiyatımızda aile konusu başlığı altında Ömer Torlak’ın “Modernleşme Kurgusu Olarak Ailenin Türk Romanına Yansıması”, Firdevs Canbaz Yumuşak’ın “Osmanlıdan Cumhuriyete Türk Romanında Aile Kurumu ve Ütopik Romanlarımızda Aile” ve Ferda Atlı’nın “Aile Kavramının Ağaoğlu Romanlarındaki Akisleri” makaleleri ise edebiyatımızda özellikle romanlarımızda ailenin ele alınış biçimi incelenmiştir. Bu sayımızın derkenar bölümündeki makale ise Fatih Ertugay ait. “Potestas ve Populus Arasındaki Mesafe Daralırken Auctoritas’ı Yeniden Ele Almak” adlı makalesinde Ertugay populus(halk) ve potestas(iktidar) arasındaki ilişkilerin yeniden tanımlamaya ihtiyaç duyulduğunu, değişen bu ilişkilerin de auctoritas’ta anlam kaymasına sebep olduğunu iddia etmektedir.Muhafazakâr Düşünce Dergisinin 31. sayısı olan “Aile” dosyası kıymetli akademisyenlerimizin değerli çalışmalarının tümünde özgün ve yeni tartışmaları içeren ufuk açıcı yaklaşımlara şahit olacaksınız.

Daha Fazla Göster

Muhafazakâr Düşünce Dergisi, Tübitak-ULAKBİM tarafından dizinlenmektedir.

BİZİ TAKİP EDİN

MOBİL UYGULAMALARIMIZI İNDİRİN

Tanıtım Filmimiz

VİDEOLAR

ETKİNLİKLER

Şehadetinin 100. Yılında Said ...

Türkiye’nin yakın tarihini şekillendiren siyasi ve entelektüel şahsiyetler içerisinde Said Halim Paşa önemli ve özel ...

Detaylar
İman, Duruş ve Diriliş - Sezai...

Şair ve yazar olarak tanımlanan Sezai Karakoç 22 Ocak 1933 yılında Ergani ilçesi Diyarbakır doğumludur. Babası Yasin Bey olup 1. Dü...

Detaylar
Vefatının 40. Yılında Erol Gün...

Prof. Dr. Erol Güngör, Türk düşünce hayatının yirminci yüzyıldaki en etkili isimlerinden biridir. Bir akademisyen, ...

Detaylar