Maalesef aramanızla eşleşen bir sonuç bulamadık.
Dergi
Sayı: 59

Türkiye'de güncel sekülerleşme araştırmaları

“Sosyoloji ne kadar önemli ve ilginç olursa olsunlar, yalnızca olguları (…) toplamaktan oluşmaz. Aynı zamanda şeylerin neden ortaya çıktığını da bilmek isteriz; bunu yapmak için de açıklayıcı teorileri oluşturmayı öğrenmek zorundayız.” (Giddens, 2012: 42-43). Teori, “Toplumsal hayata dair bilgileri özetleyen ve düzenleyen, onun nasıl işlediğini açıklayan birbirleriyle bağlantılı fikirlerden oluşan sistemdir.” (Neuman, 2013: 13). Yani, sosyolojik teori bir “sebep-sonuç” ilişkisi üzerine kuruludur. Toplumsal değişimleri anlamak ve açıklamak için kurulan sebep-sonuç ilişkileri eğer genelleştirilebiliyorsa teori olarak ifade edilirler. Giddens’in ve Neuman’ın bu tanımlarla sosyolojik teori için biçtikleri rol, sekülerleşme teorisinin neden sosyoloji disiplininin önemli konularından biri olduğu noktasında ipucu sunmaktadır. Çünkü sekülerleşme kavram olarak, doğaüstü alanın toplumsal gücünün kaybı demektir ve Batı Avrupa’nın, Kuzey Amerika’nın ve Okyanusya’da yer alan Avustralya ve Yeni Zelanda’nın sekülerleşme süreçlerini inceleyen sosyal bilimciler, bu sürece sebep olan bir başka toplumsal fenomen ile karşılaşırlar: “Modernleşme”. Bu durumda şöyle bir fotoğraf karesi ortaya çıkmaktadır:

A. Araştırmaların ortaya koyduğu olgunun adı: Sekülerleşme.

B. Bu toplumsal olgunun ardındaki sebep: Modernleşme.

Burada modernleşme kavramı şu anlama gelecek şekilde kullanılmıştır: İşin endüstrileşmesi, köy/kasabalardan şehirlere göç edilmesi, bireyciliğin yükselişi, düşünce ve toplumsal organizasyonun rasyonelleşmesi (Bruce, 1999: 266), geleneksel toplumun çöküşü, üretim ilişkilerinin değişmesi, feodal yapının çözülmesi, bilimsel gelişmelerin gündelik yaşama nüfuz etmesi vb... Bu iki olgu bir araya getirilerek, ampirik araştırmalar sonucu ortaya çıkan olgulara anlam kazandıracak teori, iki kelimeden oluşan bir cümle ile şu şekilde ifade edilebilir: Modernleşme sekülerleştirir. Söz konusu sekülerleşme tartışmaları olduğunda, “modernleşen” Türkiye’nin “teori”ye dair elinde yeterince yazılı kaynak olduğu ifade edilebilir. Bu satırların yazarı da dahil olmak üzere, 2000’li yılların başından itibaren sekülerleşme teorisinin ne olduğuna, ne olmadığına ve yaşanan toplumsal dönüşümü açıklayıp açıklayamayacağına dair bir çok akademisyen kitap ve makale yayımlarken, birçok panel, seminer ve konferans düzenlendi. Ancak, bu çalışmalarda “alan” hep eksik kaldı. Teoriyi desteklemeyenler ve onun “çöktüğünü” iddia edenler şu ana kadar alandan herhangi bir veri ile iddialarını desteklemediler. Benim gibi teoriyi destekleyenler ise, alandan birçok veri paylaştılar ama paylaştıkları veriler direkt “sekülerleşme” sürecini anlamak için toplanan veriler değildi. Örneğin, Sekülerleşme Teorisi – Sekülerleşen Türkiye’nin Analizi kitabımda inançlı kişi sayısı, ibadet etme oranları, evlilik öncesi yaşanan mahrem yakınlaşmanın artışı, kıyafet kodlarındaki değişim, eşcinsellerin yaşadığı dönüşüm ve halk inançları ile ilgili veriler bulunmaktaydı; ancak bu veriler özellikle “sekülerleşme” ya da “desekülerleşme” tartışmaları için toplanmış veriler değil, diğer araştırmacıların çalışmalarının bir araya getirilmesi ile kitapta yer aldılar. Yani, sekülerleşme teorisi hakkında yazıyor ancak onu alan çalışmalarında nadiren sınıyoruz. Bu durumda, son 20 senedir “sekülerleşme teorisi”ne dair “teorik” okumalar yapan bizlerin, çoğunluğunu Müslümanların oluşturduğu bir ülkede deneyimlenen “sekülerleşme” ya da “desekülerleşme” süreçlerine dair “alan”dan daha fazla beslenmeye ihtiyacı olduğu hasıl olmuştur denilebilir. Muhafazakâr Düşünce Dergisi tarafından yayımlanan Türkiye’de Güncel Sekülerleşme Araştırmaları özel sayısının ortaya çıkış sebebi de bu aslında. Özel sayının isminden de anlaşılabileceği gibi, sekülerleşme tartışmalarını “alan” ile besleyecek çalışmaları içeren yeni özel sayılarımızı her sene Kasım ayında yayımlamayı ümit etmekteyiz. Bu özel sayımızda, değerlendirme sürecine giren 12 makaleden yedisi hakem sürecini tamamlayarak yayım için kabul almıştır. Diğer beş makalemiz hakem süreci sonunda geliştirilmeye ihtiyaçları olduğu gerekçesi ile bu sayıda yer alamamışlardır. Bu vesile ile, yapıcı eleştirilerini ve yol gösterici bilgilerini zamanlarını ayırarak yazarlarımızla paylaşan hocalarımıza tekrar teşekkür ediyoruz. Bununla birlikte, bu ilk sayımıza ev sahipliği yapan Muhafazakâr Düşünce Dergisi’nden Serhat Buhari Baytekin’e ve derginin Genel Yayın Yönetmeni Nazım Onur Hökelek’e ve derginin Sorumlu Yazı İşleri Müdür’ü Fatih Yıldız’a özel teşekkürlerimizi iletiyoruz.

Bahsi geçen yedi makalenin ilki Yusuf Ekinci imzasını taşıyor. Ekinci, “Kürt Sekülerleşmesi: Kuşak Karşılaştırması Üzerinden Bir Değişimin Analizi” başlıklı makalesinde, akademik literatürde ihmal edilmiş bir alana, sekülerleşmenin Kürt toplumundaki dinamiklerine odaklanmaktadır. Ekinci, bir saha araştırmasına dayanan makalesinde, “Kürt solu”nun kuşaklar arasında farklılaşma sürecindeki etkisine odaklanarak Diyarbakır’da yaşanan değişim sürecini sekülerleşme bağlamında anlamaya çalışmaktadır. İkinci makalemizin yazarları ise Didem Gazneli ve Nilgün Sofuoğlu Kılıç’tır. Yazarlar, “Tesettürden Ölçülü Giyime” başlıklı makalelerinde, tesettür giyiminde yaşanan dönüşümleri teorik zeminden alana uzanan bir çözümleme ile irdelemektedirler. Yazarlar burada, tüketim kültürünün merkeze yerleşerek dini kaygının yerini görünüme yönelik ilgilerin aldığını, böylece ortaya çıkan modern tesettür yorumlarının muhafazakâr kadınların sekülerleşme eğilimi gösterdiklerinin bir işareti olarak ele alınabileceğini tartışmaktadırlar. Özel sayımızın üçüncü makalesi ise Ahmet Aktaş’a ait. “Farziyetten Sünnete: Şeyhlerin Kanaat Önderliğinde Dönüşüm (Siirt İli Örneği)” isimli makalede, şeyhlerin kanaat önderliği alanındaki etkilerini geçmişle kıyaslamaktadır. Çalışmada şeyhlerin geçmişle kıyaslandığında kanaat önderi olarak etkinliklerinin azaldığı tespit edilmiş, söz konusu etki yitiminde içsel ve dışsal faktörler olmak üzere 11 farklı faktörün etkili olduğu ortaya konmuştur. Dördüncü makalemizin konusu ise Aleviler. Ali Tanrıverdi’nin “Adıyaman Kırsal Aleviliğinde Seküler Eğilimler” başlıklı makalesi modern gelişmelerin ovalık kırsal Aleviliğinde gerçekleştirmiş olduğu değişimleri konu edinmiştir. Örneklem olarak seçilen dört Alevi köyün sosyo-dini eğilimleri, de/sekülerleşme tartışmaları özelinde değerlendirilmiştir. Beşinci makalemizin yazarları Zeynep Ceran ve Cahit Aslan ise “Paranormal İnanışlar, Davranışlar ve Eğitim” başlıklı makalelerinde cinsiyet, yaş ve medeni durum değişkenlerini de dikkate alarak farklı eğitim düzeylerindeki bireylerin paranormal inançları ile davranışlarını incelenmişlerdir. Altıncı makalemiz edebiyat alanı ile ilgilidir. Deniz Aktan Küçük “Asır Sonu Osmanlı Edebiyatını Yeniden Düşünmek: Servet-i Fünûn Şiir Telakkisinde Öznellik ve Dünyevileşme” makalesinde on dokuzuncu asır sonu Osmanlı edebiyatını, modernleşmeyi Batılılaşmayla eşlemeyerek ve Batı’yla kurulan ilişkiyi tek taraflı bir taklide, model almaya, öteki gibi hissetme ve yazma arzusuna indirgemeyerek değerlendirmeye çalışmıştır. Küçük makalesinde Servet-i Fünûn şiir telakkisini modernlikle kurduğu kendine özgü ilişki ve izlediği kendine özgü güzergâhta Tanrı-merkezli paradigmanın yerini özne ve öznenin dünyevi deneyimini merkeze alan bir başka paradigmaya bırakması bağlamında çözümlemektedir. Bu ilk sayımızın son makalesi ise İbrahim Kaygusuz’un “Cumhuriyet Dönemi Mevleviliğinde Yapısal Dönüşümün Kaynakları ve Günümüz Mevleviliği” başlıklı makalesidir. Kaygusuz, Türkiye’nin toplumsal ve kültürel hayatında önemli bir yere sahip olan ve din, sanat, estetik, musiki, mimari vb. alanlarda izler bırakan Mevlevi dinî grubunun Cumhuriyet sonrasında yaşadığı yapısal dönüşümü ele almaktadır. Alan araştırmasına dayalı bu çalışma, geleneksel Mevleviliği, Cumhuriyet dönemi Mevleviliğini ve günümüz Mevleviliğini modernleşme, çoğulculuk ve bireyselleşme olguları çerçevesinde karşılaştırarak ele almaktadır. Türkiye’de Güncel Sekülerleşme Araştırmaları sayımızın tartışmalarımızı beslemesi dileği ile,

Volkan Ertit 

Daha Fazla Göster

Muhafazakâr Düşünce Dergisi, Tübitak-ULAKBİM tarafından dizinlenmektedir.

BİZİ TAKİP EDİN

MOBİL UYGULAMALARIMIZI İNDİRİN

Tanıtım Filmimiz

VİDEOLAR

ETKİNLİKLER

Şehadetinin 100. Yılında Said ...

Türkiye’nin yakın tarihini şekillendiren siyasi ve entelektüel şahsiyetler içerisinde Said Halim Paşa önemli ve özel ...

Detaylar
İman, Duruş ve Diriliş - Sezai...

Şair ve yazar olarak tanımlanan Sezai Karakoç 22 Ocak 1933 yılında Ergani ilçesi Diyarbakır doğumludur. Babası Yasin Bey olup 1. Dü...

Detaylar
Vefatının 40. Yılında Erol Gün...

Prof. Dr. Erol Güngör, Türk düşünce hayatının yirminci yüzyıldaki en etkili isimlerinden biridir. Bir akademisyen, ...

Detaylar