Maalesef aramanızla eşleşen bir sonuç bulamadık.
Dergi
Sayı: 19

Ahlâk

Ahlâk muhafazakâr düşüncenin merkezî konularından biridir ve fakat şimdiye kadar ahlâk konusu Türk matbuatında, muhafazakâr düşünce bağlamında ele alınmış değildir. Bu sayımızla, nicedir bir dosya konusu haline getirmek istediğimiz ahlâk sayısını kemale erdirmiş bulunuyoruz. Bilindiği gibi modernizm, geleneğin birçok fundamentini tahrip ettiği gibi ahlâkı da derinden sarsmış hatta kimi zamanlar ahlâkı büsbütün ortadan kaldırmıştır. Maddi olanın dışındaki tüm varlık ve değerler dünyasını reddeden modern akımlar nedeniyle ahlâk, modern zamanların en çok kıtlığı çekilen değeri olmuştur. İşte bu nedenle ahlâk, üzerinde tekrar tekrar durulması ve düşünülmesi gereken bir konudur. Hızlı değişimlerin ve devrimlerin toplumun ahlâk anlayışında ciddi kırılmalar yarattığı ve yeni düzenin, yeni ahlâk sistemi yaratması ve bunu topluma dayatması sonucunda toplumun eski ve yeni değerler arasında ârafta kaldığı malumdur… Maddi düzenin kutsallaştırılması ve bunun tek gerçek olarak kabul edilmesi sonucunda da ârafta kalan toplumun ahlâki değerlerinde büyük aşınmalar olduğu sıklıkla
vurgulanmaktadır. Çağımızda, muhafazakâr düşünürler tarafından sürekli dile getirilen bu tehlike dergimizin bu sayısında ele alınmış ve yeni bir perspektifle okuyucuya sunulmuştur.
Geçen yüzyılın en önemli filozoflarından Russell Kirk “Muhafazakârlığın On Temel Prensibi” çalışmasında ahlâk ile ilgili tartışmalara farklı bir perspektif ile yaklaşarak özetle şunları söyler: “Bugün, modern siyaset biliminde çizilmesi gerekli sınır çizgisi, Eric Voegel’in de işaret ettiği gibi, ‘bir tarafta liberaller, diğer tarafta totaliteryenler’ şeklindeki bir ayırım değildir. Kanaatime göre şöyle bir ayrım vardır: Sınırın bir tarafında, maddi düzenin var olan tek düzen olduğuna, maddi ihtiyaçların tek ihtiyaçları olduğuna ve geçmişten bugüne uzanan insanlık mirasını
istedikleri gibi kullanabileceklerine inanan insanlar var. Sınırın diğer tarafındaysa, evrende süreklilik arz eden ahlâkî bir düzenin var olduğuna; insan doğasının değişmezliğine ve maddi ve manevi düzenlere karşı büyük ödevlerimizin olduğuna inanan insanlar var.“ (R.Kirk, “Muhafazakârlığın On Temel Prensibi” Muhafazakâr Düşünce, Sayı 16‐17, Bahar‐Yaz, s.250)
Bu sayımızın ilk makalesinde Fatih Duman Muhafazakâr Düşünce’nin kurucu babası Edmund Burke’ün aydınlanma rasyonalizmine ve onun ahlâk anlayışına karşı yönelttiği ciddi eleştiriler ile oluşturduğu, epistemoloji ve estetikle yakından ilişkili, ahlâk anlayışını incelemekte ve Duman’ın kendi deyişiyle “Anti‐rasyonel temellerden hareket eden ve değişmez insan doğasının yapısına ve işleyişine gönderme
yapan bu anlayış, ahlâki prensipleri tarihsel sürecin akışı içinde kavramaya çalışmaktadır.” Duman bu durumun da ‘evrensellik’ ve ‘tarihsellik arasında muhtemel gerilime neden olacağını ifade etmektedir. Bu parametreler çerçevesinde Duman,Burke’ün siyasal teorisinin temellerini oluşturan Ahlâk Teorisine yoğunlaşmıştır.Ferhat Akdemir, “Ahlâki normların ontolojik ve epistemolojik değeri bağlamında din/tanrı – Ahlâk ilişkisi”ni incelemekte ve ahlâkın kaynağını dinde görenler ile bu teze karşı çıkanların tezlerini eleştirel bir değerlendirmeye tutmakta ve bu tezlerin yerine bir üçüncü yol önermektedir. “Felsefe’nin Sunduğu Bir İmkan
Olarak Uygulamalı Etik” başlıklı makalesinde Alim Yılmaz, ahlâk, etik ve uygulamalı etik kavramlarını incelemekte ve bilim ve teknolojinin gelişmesi ile bunların yaşam dünyasına getirdiği sorunları uygulamalı etik bağlamında tartışmakta ve birey, toplum ve doğa ilişkilerinin anlaşılmasında uygulamalı etiğin üstlendiği rolü açıklamaya girişmektedir. Hüseyin Karaman, yerli ve her haliyle nev’i şahsına münhasır bir düşünür olan
Nurettin Topçu’nun “İsyan Ahlâkı”nı inceliyor. Karaman, Topçu’nun ilk bakışta uzlaşmaz ve zıt kutuplarda görünen bu kavramları nasıl farklı bir boyutta birleştirdiğini açıklamakta ve Topçu’nun eserlerinde onun Ahlâk anlayışının ayak izlerini takip etmektedir. Muhafazakâr Düşünce Dergisinin iki önceki sayısında Tufan Buzpınar’ın “Celal Nuri’nin Batılılaşma ve İslam Anlayışı Üzerine Notlar” makalesini
yayımlamıştık. Bu sayımızda da Celal Nuri’nin “Ahlâk” konusundaki düşünceleri, Mehmet Yavuz Erler’in makalesinde ele alınmakta ve Osmanlı toplumundaki ahlâkî çöküntü nedenlerinin Cumhuriyet dönemine de sirayet ettiği söylenmektedir. Ayrıca makale Celal Nuri’nin görüşlerini de eleştirip Osmanlı’da ahlâkî çöküntünün sebepleri ile ilgili yeni değerlendirmeler de ortaya koymaktadır.“Medyatik Söylemden Kaynaklanan Etik  Sorunlar Üzerine” başlıklı makalesinde Fulya Bayraktar medya araçlarının kullandığı dile yoğunlaşmakta ve Türkçe’nin değer taşıyan kavramlarının medyada kullanışları ile bu kullanışın yol açtığı etik sorunları belirlemeye çalışmaktadır. Psikoloji ile sosyolojiyi birarada yorumlamakta mahir bir isim olan Erol Göka, ufuk açıcı yorumlarla süslediği makalesinde ahlâk ile ilgili son dönem tartışmaları geniş bir açıdan ele almakta, egemen ahlâk anlayışına eleştiriler yöneltmekte ve bu arada, ahlâk‐siyaset ilişkisini de yakın çerçevede incelemektedir. Her ne kadar son dönemlerde öne çıkmaktaysa da muhafazakârlık bu topraklara yabancı bir kavram değildir. Osmanlı’nın son dönemindeki hareketli fikir hayatında bu akım da kendisine yer bulmuş ve birçok Osmanlı entelektüelinin ilgisini çekmiştir. Geçen sayımızın olduğu gibi bu sayımızın da son  alışmasını Adem Efe’nin yayıma hazırladığı geçmişten bir yazıya ayırdık: “İctimâiyâtta Muhafazakârlığa Niçin Muhtacız?” Hasan Hikmet’in daha önce Sebilürreşad‘da yayımlanan bu yazısında, toplumsal sorunları ele alışta muhafazakâr bir bakış açısının gerekliliği vurgulanıyor ve bir bakıma günümüze de ışık tutuluyor. Bu sayımızda birbirinden değerli yazılarla ahlâk konusunda yeni perspektifler ortaya koyduğumuza inanıyoruz. Derinlemesine ve genişlemesine işleyeceğimiz  “medeniyet” sayımızda buluşmak üzere hoşça kalın…
Serhat Buhari Baytekin

Daha Fazla Göster

Muhafazakâr Düşünce Dergisi, Tübitak-ULAKBİM tarafından dizinlenmektedir.

BİZİ TAKİP EDİN

MOBİL UYGULAMALARIMIZI İNDİRİN

Tanıtım Filmimiz

VİDEOLAR

ETKİNLİKLER

Şehadetinin 100. Yılında Said ...

Türkiye’nin yakın tarihini şekillendiren siyasi ve entelektüel şahsiyetler içerisinde Said Halim Paşa önemli ve özel ...

Detaylar
İman, Duruş ve Diriliş - Sezai...

Şair ve yazar olarak tanımlanan Sezai Karakoç 22 Ocak 1933 yılında Ergani ilçesi Diyarbakır doğumludur. Babası Yasin Bey olup 1. Dü...

Detaylar
Vefatının 40. Yılında Erol Gün...

Prof. Dr. Erol Güngör, Türk düşünce hayatının yirminci yüzyıldaki en etkili isimlerinden biridir. Bir akademisyen, ...

Detaylar